Banka kredileri  ve kredi kartları doğru bir şekilde kullanıldığı zaman hayatımız kolaylaştıran finansal çözümler olmaktadır. Bununla birlikte doğru bir ödeme planı yapmadan kullandığımız krediler ve sanki hiç geri ödemesini yapmayacakmışız gibi kredi kartı kullanımlarımız bizi oldukça zor durumlara düşürebilirler. Düşünmeden ve hesaplamadan yaptığınız bir sürü alışveriş bir süre sonra size büyük bir borç yükü olarak geri dönecektir. Hele ki işsiz kalma ve hastalık gibi beklenmedik durumlarla kişisel gelirinizde meydana gelen bir azalmada aynı dar boğaza sizi sokacaktır.

Eğer banka kredi ve kredi kartı  borçlarınızı düzenli ve zamanında ödeyemezseniz hakkınızda idari takip başlayabilir ve bu hacizle sonuçlanabilir veya daha kötüsü Merkez Bankası kara listesine girebilirsiniz. Kredi notunuzda geri ödemelerinizi yapamadığınız için düşecektir ve sonra ki dönemde ihtiyaç duyduğunuzda bankalardan yeni bir kredi alma noktasında büyük sıkıntılar yaşayabilirsiniz.

Bazı bankaların kredi onay yetkileri belirli tutarlara kadar şube müdürlerinde bulunmaktadır. Buna da “şube yetkisinde kredi” denilmektedir. Tutarın çok olmadığı kredi başvurularında merkezi onay süreci çok uzun süreceği ve genelde müşterilerin bu kadar beklemeye zamanları olmadığı için kredi onayı banka şubelerine bırakılmıştır. Yani eğer kullanmak istediğiniz kredi tutarı çok yüksek değilse kredi notunuzun durumuna bakılmaksızın şube yetkisinde şube müdürü onayıyla kredi kullanabilirsiniz.

Ödemelerinizi düzenli yapacağınız noktasında müşteri temsilcisi ve şube müdürünü ikna edebilmeniz gerekmektedir. Bu noktada ortaya çıkabilecek bir olumsuzluk banka şube müdürünün elinde ki yetkiyi kötüye kullanması olabilir. Elindeki kredi verme yetkisine dayanarak şube müdürü kredi notu düşük  ve başka bankalardan kredisi onaylanmamış müşterilerden komisyon talep edebilirler. Bu kesinlikle kanuni bir durum değildir. İstediğiniz krediyi alabilmek için böyle bir yola girmeniz ayrıca hiç etik bir davranışta olmayacaktır.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu da (BDDK) şube yetkisinde kredi verildiğinde ortaya çıkabilecek olumsuz durumları engelleyebilmek için bankaları kesin bir ifade ile uyarmaktadır. Bir bankanın şubesine kredi verme yetkisi verirken teminatların ve parasal büyüklüğün çok iyi belirlenmesi gerektiği dile getirilmektedir. Yetki devri esnasında bu çerçevenin net bir şekilde belirgin olması gerekmektedir. Bununla ilgili BDDK’nın  2006 yılında yayınladığı bir yönetmelikte bulunmaktadır.